İradenizi Güçlendirin, Duygularınızı Terbiye Edin
Mantıksız olmak ve dürtüsel davranmak, iletişim becerilerinde uzmanlaşma yolunda büyük engellerdir. İrade ve duygu düzenlemesi iki ayrı şey olsalar bile, çok yakın ilişki içindedirler. Mantıksız hisler bizi sıklıkla dürtüselliğe iter ve eğer dürtüselliği kontrol edebilirsek mantıklı olmak ve üretken, güç verici çözümler yaratmak için zaman kazanırız. Unutmayın, kontrol edilmemiş bir dakikalık dürtüsellik ayların hatta yılların yoğun çalışmasını yok edebilir; bu yüzden ikisini bir arada tutmanın pratiğini yapmak ziyadesiyle önemlidir. Duygularınızı, özellikle olumsuz olanlarını daha iyi kontrol ederek hayatınızın her yönünde başarı elde etme şansınızı önemli ölçüde arttırırsınız.
Benim irade ve dürtüsellikle verdiğim kendi mücadelemde iradenin bir mit ya da genetik bir özellik değil, bir beceri olduğu sonucuna vardım. Herkes bunu istediği noktaya kadar geliştirebilir ki bu yazının odak noktası da iradeyi güçlendirmek ve duyguları terbiye etmek.
Unutmayın ki otokontrolünüz ne kadar güçlense de aşırı yorulan bir kas gibi fazla çalıştırılmış olabilir ve sizi bitkin düşürebilir. Uzun ve meşakkatli bir günün sonunda öfkeye kapılmanızın daha muhtemel olduğunun farkına varın. Tüm gün boyunca diyetinizi harfiyen uygulayıp da gece yarısı bitap düştüğünüzde ve zihniniz stres çemberlerinde geziniyorken kendinizi gözlerini buzdolabına dikmiş, belanızı arar vaziyette bulduğunuz zamanları düşünün. Sizi temin ederim ki bu her zaman bardağı taşıran son damladır.
Bizler tercihen olumsuzluktan ve şeytana uymaktan kaçınırız fakat bazen bu bahsettiklerimden kaçış imkansızlaşır. İşte bu yüzden özellikle bu tip zor zamanlar için iradenizi nasıl güçlendireceğinizi ve duygularınızı nasıl yöneteceğinizi öğrenmeniz gerekir. Sorunlardan yalnızca sınırlı bir süre kaçınabilirsiniz. Sorun gelip sizi bulduğunda hazırlıklı olsanız iyi olur.
Beyninizi Kullanmak: Teknik
Dürtülerinizi kontrol altında tutmak için hangi adımları atabilirsiniz? Basit: Düşündüğünüz yeri değiştirin. Gerçek anlamda bunu yapın. Beyninizin bazı bölümleri mantık ve derin düşünceye eğilimliyken, belli bölümleri de içgüdü ve dürtüselliğe eğilimlidir.
Amigdala beyninizin, bedeninizin anlık ihtiyaçlarını temel alan hızlı duygusal işlem için yapılandırılmış bölümdür. Amigdalanın görevi, ölüm kalım anlarında çabucak savaş ya da kaç kararını vermektir. Amigdala, ormanda ayı gördüğünüzde kaçmanızı söyler ve ardından hızlıca koşmanız için size kuvvet verir.
Spektrumun karşı yönünün bitiminde akıl yürütme ve derin düşünceye adanmış ön lob bulunmaktadır. Ön lob duygu yönünden nötr bir durumdadır ve ama gayesi problem çözmektir. Beynimizin bu bölümü mağara adamlarına, kendilerini nihayetinde mağaradan kurtaracak ve daha tarımsal bir hayata yönlendirecek aletleri geliştirmelerine olanak sağlamıştır.
Sıkça yanlışa düştüğümüz yer işte burasıdır: Önümüzdeki görev için beynimizin yanlış bölümünü seçeriz. Patronunuzun akşam saat 5’te size, raporunuzu sabahleyin masasında görmek istediğini söylediğini farz edelim. Patronunuza çok kızar, raporunu alıp başına çalmasını söyler ve kovulursunuz. Teşekkürler, amigdala. Ön lobunuz bu durumda bir nefes alır, durum yatıştığında patronunuzun ofisine gider, mantık yoluyla onu ikna etmeye çalışır ve uygun bir çözüm önerisinde bulunurdu. Belki ertesi günün ikindi vaktine kadar uzatırdınız ya da belki de bu iş için yanınıza bir çalışan daha verilmesini sağlardınız.
Bunu son derece basit bir hale getireceğim: Birçok durumda beyninizin ön lobunu kullanmak isteyeceksiniz. Doğrudan hayatınızı tehdit eden bir durumun ortasında değilseniz, etrafınızda olan biteni işleme tabi tutmak ve bunlara tepki vermek için daima beyninizin daha mantıklı, düşünmeye daha fazla yatkın kısmını kullanıyor olmalısınız. İlk karşılık verecek olan genelde amigdaladır ancak siz eylemin yönünü daha mantık merkezli olan ön loba doğru değiştirebilirsiniz.
Bunu kendinizle ve duygularınızla tartışarak başarabilirsiniz.
Size şöyle açıklayayım: Sınıflandırma, tartışma, müzakere etme ya da oyalamak gibi aktif stratejiler ön lobu meşgul eder, dolayısıyla beyinde aktivitenin merkezini dürtü merkezli olandan mantık merkezli olana, yani olmak istediğimiz alana değiştireceğiz. Aşağıda size bunu adım adım açıkladım.
- Duygulanmaktan bunaldınız ve içgüdüsel olarak ilk yapmak istediğiniz sert ve ani bir çıkışla tedbirsiz ve dramatik bir şey yapmak. İkinci olarak hissettiğiniz şey ise size DUR diyen ses. Yapmakta olduğunuz şeyi gerçek manada durdurun ve bulunduğunuz yerde hareketsiz kalın.
- Beş kez derin nefes alın. Derin nefes almak stresi azaltır ve zihni rahatlatır. Yogiler, nefes alma esnasında vücutta hiçbir türlü gerginlik barındıramayacağınızı söylerler.
- Evet, şimdiyse kararlarınızı ve eylemlerinizi gerçekleştirmeden evvel onların muhtemel sonuçları üzerinde dikkatlice düşünün ve kafa yorun. Bu sizin, dürtüsel ve tepkici davrandığınız bir “eyleme geçme” durumundan, uzun vadeli inceleme yapabildiğiniz ve nihai ve en iyi olan maksadınızla eyleme geçtiğiniz bir “bilme” durumuna doğru hareket etmenize olanak sağlar.
Hayatın tüm yanıtları ve çözümleri, meditasyon halinde düşünceye dalmış olduğunuz aydınlık bir anda şıp diye gelmeyebilir. Ancak o aydınlık anı hissederseniz emin olun ki işin sonunda, patronunuza raporunu alıp başına çalmasını söylemek ya da gecenin birinde acılı cipsi mideye indirmek gibi düşüncesizce bir karar verip kendinize büyük zararlar vermiş olmayacaksınız.