Quantcast
Channel: Sınır Sizsiniz ! » Ali Efe
Viewing all articles
Browse latest Browse all 10

Başarı İçin Pratik Yapmanın Önemi

$
0
0

Geleneksel varsayımlara göre hepimiz belli yeteneklerle ya da yetenek eksikliğiyle dünyaya gelmişizdir ve bu bizim hayattaki etiketimizi oluşturur. Bu düpedüz yanlıştır. Beynin ve vücudumuzun hiçbir özelliği bizi başarıda en üst düzeye ulaşmaktan men etmez. İşte bu yüzden pratik çok önemlidir.
Okula geri dönmek istiyorsunuz diyelim; test ve yazma becerileriniz üzerinde pratik yapmalısınız. Halihazırdaki işinizde daha iddialı biri olmak istiyorsunuz; iletişim ve işbirliği becerileriniz üzerinde pratik yapmalısınız. Her şey açık ve net gibi görünüyordur ancak bir sorun vardır. Babaannenizin öğrettiği tarzda saatler süren ağır e sade bir çalışma işinizi görmeyecektir. Bu tip çalışma durumunuzu idare eder, hatta belki sizi iyi bir duruma getirecektir ancak sizi mükemmel bir seviyeye çıkarmayacaktır.
Mükemmellik çok daha spesifik türden çalışma gerektirir ki biz buna hedef pratiği diyeceğiz.
Hedef pratiği, amaçlarınızın peşinde giderken zor olduğu kadar ZEKİCE çalışmak için harekete geçmek demektir. Bu çalışmayı ayrıca spesifik pratik olarak da adlandırırım. Ancak tüm bunların içine girmeden evvel, enerjimizi hangi nokta üzerinde toplayacağımızı saptayalım. Neyin pratiğini yapıyorsunuz?
Bir örnekle açıklamak gerekirse; Tenis pratiği yapmak istiyorum, bu yüzden oyunumu geliştirebilirim, diye düşünüyorsunuzdur belki. Tamam, bu doğru ancak enerjinizi, oyununuzun hangi yönlerinde toplayacaksınız? Daha da belirginleştirecek olursak, oyunun hangi yönlerinde geliştirmek üzere kullanacak gücünüz var? Rakibinizin kim olacağı ya da sizden daha iyi, daha güçlü ya da daha hızlı olup olmadığı hakkında endişelenmek hiç de iyi değildir. Servisinize, backhand (el arkası) vuruşunuza, file oyununuza, böylelikle de ön etkin olmaya ve kendinizi, karşınıza çıkması mümkün olan her türlü rakip için güçlendirmeye odaklanın.
Öyleyse neyin pratiğini yapacağınıza göz atarken çabalarınızı, değiştirmek ve geliştirmek için gücünüz olan şeyler üzerinde toplamak zorundasınız. Biz değişmeden önce dış dünyanın değişmek zorunda olduğunu sıklıkla düşünürüz.

Keşke daha iyi bir patronum olsaydı… Keşke diplomamı alsaydım.. Daha fazla iş fırsatı olsaydı, daha iyi bir kariyerim olurdu. Zayıf olsaydım, aşık olabilirdim. Evime yakın bir spor salonu olsaydı, daha çok egzersiz yapardım. Keşke, keşke, keşke…

Bu reaktif düşünme biçimi sayesinde hiçbir yere varamayacaksınız. Reaktif insanlar başka insanlara ve üzerlerinde kontrol sahibi olmadıkları harici koşullara odaklanırlar. Bunun faydası yoktur; değerli enerjinizi boşa harcamak ve ümitsizlik, yetersizlik ve mağduriyet duygularına katkı sağlamaktan başka işe yaramaz. Ön etkin bir biçimde odaklamazsanız kendinizi, aynı hataları tekrar tekrar yapmaya devam ettiğimiz korkunç bir döngü içerisinde bulacaksınız. Eğer bir şey gerçekten sizin kontrolünüz dışındaysa, ne kadar sıkı ve zekice çalışırsanız çalışın, muhtemelen durumu değiştirmeyi başaramazsınız.
Başarıya giden gerçek yol, kendinizi içten dışa nasıl değiştireceğinizi bilmekten geçer. Durumunuzu daha iyi bir hale getirebilmek için şu anda ne yapabilirsiniz? Daha sabırlı, saha kararlı, daha yaratıcı, daha pozitif, daha bilgili ya da daha esnek olmanız mı gerekiyor? Ön etkin bir odaklanmayla enerjilerinizi, değiştirebileceğiniz şeylerin pratiğini yapmaya yönlendirirsiniz ki bu, birçok durumun ve en nihayetinde de hayatınızın kontrolünü elinize almanıza yardımcı olacaktır.
Örneğin, diyelim ki kilo vermek istiyorsunuz ancak aileniz daima etrafınızda abur cubur tüketiyor. Ne yapmalısınız? Ailenizle konuşmayı ve yeme alışkanlıklarını değiştirmeyi deneyebilirsiniz.
Peki ya değiştirmezlerse? Etrafınızdaki o berbat yiyecekler tüketen iş arkadaşlarınızı ya da restoranda yanınızda oturan yabancıyı nasıl kontrol edeceksiniz? Bunu gerçekten yapamazsınız. Buradaki çözüm, kendinize odaklanmanızdır. Kaliteli aktif aile zamanları için yiyecekle ilgili olmayan, TV izlemektense her gece birbirinizle Wii’de tenis kapışması gibi farklı aktiviteler yaratın. İş yeri içinse ofise iş arkadaşlarınız için sağlıklı atıştırmalıklar götürebilir, “happy hour” yerine bir yürüyüş grubu yaratıp kimlerin katılıp katılmadığına bakabilirsiniz. Eğer insanlar size katılmazsa onlarla aranıza sağlıklı sınırlar koyun ve etrafınızda kontrol edebileceğiniz şeyleri mükemmelleştirmeye devam edin; bu sizi başarıya doğru götürecektir.
Bu hayatta bir işin üstesinden gelip gelemeyeceğinizi gösteren şey başınıza gelen değil, sizin başınıza gelen şeye verdiğiniz cevaptır. Verdiğiniz cevapları değiştirerek, nihai sonucu da değiştirirsiniz. Hayatınızı, başkalarının duygusal hayatlarına ya da davranışlarına tepki göstererek ve böylelikle onların güçsüzlüğünün sizi kontrol etmesine izin vererek harcamayın. Bunun yerine kendi eylemlerinize ve kendi değerinize odaklanın. Gerçek özgürlük ve başarının yolu buradan geçer.


Viewing all articles
Browse latest Browse all 10

Latest Images